27 Ağustos 2012 Pazartesi

KOCA KURU KAFA




Ahmet on yıl önce, henüz otuz dört yaşında hayatını kaybetmiş bir iskeletti. Ahmet'in kocaman, kuru bir kafası vardı. Yan mezarda yatan, yedi yıl önce, yirmi dokuz yaşında hayatını kaybetmiş olan Pelin'le aşk yaşıyordu. Ahmet'in bir de kuşu vardı. Günlerden bir gün, Ahmet sabah olup da uyanınca mezarının su akıttığını farketti. "Ulan yine kim ziyarete geldi?" diye düşündü. Dışarı çıktı, boğuluyordu. Mezarlığı bir barajın içinde kalmıştı. Sevgilisi ıslanarak suyun içinde erimişti. Kuşunun cansız kemiklerini suyun içinde erirken gördü. Kıyıya çıktı ama kemiklerinin eridiğini farketti, kuşuyla sevgilisi çoktan yok olmuştu. Ağladı ağladı. Sonra uzun uzun düşündü, sakinleşti. Karar verdi, o da yok olmalıydı. Suya atladı, tam yok olduğunu düşünürken suyun içinde Pelin'i ve kuşunu gördü. Artık hepsi yaş kafalı küçük iskeletciklere dönüşmüşlerdi. Bir süre sonra durumlarına alıştılar ve sonsuza dek mutlu bir şekilde ölümlerine devam ettiler.