Soğuk ve aydınlık bir sonbahar
sabahına uyandı. Her zamankinden farklı hissediyordu sanki,
oldukça farklı... Adeta zihnindeki bir mezarlıktaki tüm ölü
fikirler, üzerlerindeki toprakları aşarak, birer birer gün yüzüne
çıkmıştı. Duşa girdi. Vücuduna değen ılık su damlaları
büyük keyif alarak aşağı kadar iniyor, aşağı inen her bir
damla zihninde canlanan zombi fikirleri yeşillendiriyordu.
Zombi fikirler |
Tüm benliğiyle "işe gitmek"
fikrinden, eyleminden sıyrılmak istemesine rağmen, yılların ona
kazandırdığı alışkanlıkla üzerini giyinip, bir ipin iğnenin
deliğinden geçmesi gibi kapıdan çıktı. Asansörle kontrollü
bir şekilde aşağı düşerken beyninin içinde yanıveren binlerce
watt gücündeki bir ampül, tüm parlaklığıyla zihnindekileri
aydınlattı. Daha önce hiçbir zaman beyninde var olan onca şeyi
bu kadar net görememişti. Bir anda her şeyi anlayabilmiş olmanın
yarattığı heyecanla koşarak rezidansın lobisinden caddeye
fırladı. Önce yolda yürüyenlere anlatmaya çalıştı, tüm o
zihninde beliren muhteşem gerçekleri. Kimisi başından savdı,
kimisi kaba bir görmezden gelmeyle yanından sıyrıldı, kimisi
tebessüm ederek ona hak verip, işine gitmek için yoluna devam
etti...
Kafada netleşenler |
Böyle tek tek anlatmaya çalışmanın
yararsız olduğunu farkettiğinde caddeden geçen arabaların önüne
atlayıp, onu ezmemek için duran lüks beyaz otomobilin üzerine
çıktı. Otomobilin sürücü koltuğundan inen görece kısa boylu
adam, arabasının üstüne çıkan bu eşkiyayı indirmek için
hoplaya zıplaya çırpınmaya başladı. O ise tüm gücüyle
bağırmaya, biraz önce zihninde netleşen tüm o gerçekleri
anlatmaya koyuldu. Çevresini saran meraklı kalabalık arttıkça
umudu da artıyor, daha bir şevkle, kısa kısa anlatıyordu: "
İşlerinize gitmeyin! Para kazanmak zorunda değilsiniz! Çalışmak
öldürüyor anlayın! Mutluluk tembellikte!..." Kimi
kahkahalarla gülüyor, kimisi delirdiğine inanıp adamın haline
üzülüyordu. Aralarından bazıları polisi arayıp durumu polise
bildirdi.
Otomobilin sahibi hala kan ter içinde
adamı arabanın üzerinden aşağı indirmeye çabalıyordu, adam
ise bıkmadan, yorulmadan; büyük bir kararlılıkla anlatmaya devam
ediyordu: " Huzur doğada, betonlardan kurtulun! Mutluluk
tembellikte işe gitmeyin! Telefonlarınız sizin sahipleriniz,
onların köleliğinden kurtulun! O aptal ekranların emrinden çıkın!
Ağaçlara sarılın! Köpeklerle koşun! Bakın kuşlar size her
sabah ne diyor, durdurun şu motorları, duyamıyorsunuz!... "
Otomobilin sahibi zıplayarak bağırıp duran adamın paçasından
kavradı, çekip yere indirdi. O sırada bir polis otosu, onun peşi
sıra da bir ambulans sirenlerle birlikte geldiler. Ambulanstan inen
beyaz önlüklü iki adam hala yerde çırpına çırpına bağırmaya
çalışan adama sakinleştirici bir iğne yapıp, iki kolundan
tutarak önce sedyeyebağladılar, ardından ambulansa götürdüler.
Çevrede toplanan onca insan, sabah sabah şahit oldukları bu ilginç
olayı fotoğraflarla, videolarla hiç tanımadıkları diğer
herkesle paylaştılar.
"Gerçek huzur ve mutluluk
I.M.H.'da!" -YANCI