20 Eylül 2013 Cuma

SORULAR, SORUNLAR ve KAN



Kanda yüzmek istiyorum... Ilık, ekşi kokulu, koyu kırmızı bir kan havuzunda. O kanı, kana kana içmek istiyorum.

Beynim uyuşmuş, karıncalar kımıldanıyor sanki içinde. Güneş, yüzmek istediğim havuzun renginde. Eve dönmek istiyorum ama artık evim yol. Yola çıkmalıyım. Güneşe doğru gitmeliyim, ışığa doğru, sarıya doğru...

Gerçeği mi arıyorum? Ya da ben gerçek miyim? Yaşadıklarım gerçek miydi mesela!? Peki aslında gerçek diye bir şey var mı? Yaşıyor muyum? Nefes alıyorum...

Gerçekler basit midir? Zor olanlar gerçek değil midir? Yalanları yaşayıp, gerçeği mi arıyoruz yoksa? Ya aslında ölene kadar yaşadığımız bile gerçek değilse!? Bu dünyanın, bir papatyanın poleni olmadığına beni inandıramazsınız. Ama değil! Maalesef...

Boşa geçen zaman var mıdır? Zaman aslında hep boşuna geçmiyor mudur? Boşa geçmemesi için ne yapmalıyız ki!? Yağmurdan sonra çıkan sıcak ilkbahar güneşinde, ıslak çimlerde, belirsiz bir yöne, tüm hızımızla alabildiğine koşmak zamanı boşa geçirmek midir mesela? Veya o soğuk kış güneşinin karşısına oturup, bir şarkı mırıldansak zamanı doldurabilir miyiz...?

Hala kanda yüzmek istiyorum. O ılık, pas kokulu kanı, attığım kulaçlarla köpürtmek, kıpkırmızı havuzun dibine dalmak, içinde boğulmak istiyorum ve beynimin içinde hala karıncalar var.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder