21 Aralık 2015 Pazartesi

Pembe Gezegen

"Ama ama ama... Buna izin veremeyiz, bu galaksimiz için çok büyük bir utanç kaynağı; küçük pembe bir gezegen, üstelik çok da ateşli. Onu, rengini hemen değiştirmesi için sertçe uyaralım, eğer degiştirmezse bunu zorla yaparız. Gerekirse daha ileri gideriz, bu utancı ortadan kaldırmak için ne gerekiyorsa yapmalıyız." Galaksiyi yöneten devasa Karadelik böyle buyurdu sistemleri yönetmesi için gezegenlerin seçtiği yıldızlara. Yıldızlar hemen ikna oldular Pembe Gezegen'in renginin ahlaksızlığına. Ahlak Meteroidlerini Pembe Gezegen'in kendisine bir çeki düzen vermesi için uyarmakla görevlendirdiler.

İpi kopuk Ahlak Meteroidleri fazlasıyla sert uyardı Pembe Gezegen'i: "Seni gidi düzen düşmanı, seni gidi ahlaksız, seni gidi..." Gözünü korkutmak için bir kaç kez çarptılar Pembe Gezegen'e. "Hemen rengini değiştir siyah ol, siyah yüce Karadelik'imizin en sevdiği renktir; ya da kırmızı yap yıldızlar kırmızıya bayılır; ya da mavi, maviyi herkes kabul eder." Ahlak Meteroidleri gittikten sonra Pembe Gezegen korkuyla bir o yörüngeye bir bu yörüngeye salındı durdu, salınırken zaman zaman üzüntüden, zaman zaman çaresizliğinden ağladı. Sonunda bu galaksiden kaçmaya karar verdi.

Önce çevresinde döndüğü yıldız sisteminden kaçtı, diğer sistemlere sığınmaya çalıştı. Hiç bir sistem kabul etmedi onu; rengini değiştirmesi için konuşup durdular, galaksiden çıkma yollarını arıyordu ama kimse yardım etmiyordu. Üstelik yıldız sisteminden kaçtığı duyulunca peşine Ahlak Meteroidleri de takılmıştı. "O ahlak düşmanı küçük gezegeni paramparça edin aslanlarım!" diye kükremişti Karadelik yıldızlara. "Utanç kaynağımızı yok edin!" Yıldızlar Ahlak Meteroidlerinin hevesle bekledikleri Pembe Gezegen'in ölüm fermanını imzalamışlardı, Meteroidler hırsla gezegenin peşine düştüler.

Kaçmaktan bitap düşmüş Pembe Gezegen galaksinin sınırındaki yıldız sistemlerinden birine dinlenmek için sığındı. Orada çok iyi karşıladılar Pembe Gezegen'i; biraz uyuması için boş bir yörünge verdiler. İlk defa bu kadar iyi gezegenlerin barındığı bir yıldız sisteminde bulunmaktan mutlu olan Pembe Gezegen, aylardır hasret kaldığı rahat bir yörüngeyi bulunca hemen uykuya daldı. Ancak iki yüzlü alçak gezegenler Pembe Gezegen uyur uyumaz Ahlak Meteroidlerini çağırdı. Ahlak Meteroidleri Pembe Gezegen'i uyuduğu yörüngesinden alıp yıldız sisteminin tam ortasına, herkes görebilsin diye sistemi yöneten yıldızın yanına getirdiler. Onun pembe atmosferini yırtarak soydular, pembe toprağına defalarca ACIMASIZCA çarptılar. Ağladı, haykırdı, yalvardı Pembe Gezegen, pembe olmak neden kötüydü anlayamıyordu. Vahşeti izleyen diğer gezegenler Meteroidlerin her darbesinde alkış tutuyorlardı. Ahlak Meteroidlerinin şefi bir ıslıkla susturdu alkış tutan gezegenleri. Hızla etrafında dönmeye başladı Pembe Gezegen'in, yeterince hızlanınca tüm kütlesiyle Pembe Gezegen'in can kalbine çarptı, Pembe Gezegen büyük bir acıyla patladı, hızla saçılan on milyarlarca taş parçasına ayrıldı, sonsuz uzay boşluğundaki tüm galaksilere, o galaksilerdeki tüm gezegenlere pembe bir parçasını düşürdü...

20 Aralık 2015 Pazar

!obotomi!?

Üzerinde ne var!? Öfke? Nefret? Pişmanlık?
Keşke olmasam diyorsun değil mi?
Böylece üzerinde hiçbir şey olamazdı! Zaten yok!
Peki şimdi ne yapacaksın!?
Bu bir soru, ve aynı zamanda çok büyük bir sorun!
Her zaman için bir şeyler yapmak zorundasın! Yaşamak dostum bunu gerektiriyor! Yaşamanın yolu budur! İntihar etmeye çalışmak bile yaşamaktır! Ta ki ölene kadar!
Ne yapmayı düşünüyorsun!? Evet biliyorum düşünüyorsun! Ama bu yetmez! Düşünme! Delieder adamı düşünmek! Yap! Elinden geleni yap! Canının istediğini, ya da sana söyleneni, ya da aklına geleni…
Üret!
En sevmediğin şeyi yap! 
İğrendiklerini bile yap! Yapmadıkların pişmanlık verir çünkü!
Yaptıklarını tekrar yap! Çünkü yaşamak budur, tekrar etmek! Her gün tekrar tekrar sıçarsın çünkü yaşadığının kanıtıdır sıçmak!
Sana yapma denileni de yap ve şimdi git uyu! Çünkü uyumak yaşamdan çalmaktır, ölüme yaklaşmaktır! Yaşarken ölemezsin, uyurken aslında yaşamazsın! Uyku ölü zamandır! Şimdi uyu, sadece uyu! 
İyi uykular bebeğim! NİNNİ!!!!


18 Aralık 2015 Cuma

Dolmuşta Saçmalamalar

Kalabalıklar içinde yalnızız ya; yanımızdangeçen binlerce insandan hiçbirini tanımıyoruz, onların gelmişinigeçmişini, şimdisini merak etmiyoruz. Merak etsek bile tüm bunları öğrenmeye vaktimiz yok zaten! İsimlerini bilmiyoruz, hayatlarından geçmiyoruz.

Herkesin birbirini tanıdığı küçük kasabalar falan vardır hani. O kasabalardayaşamak ister miydim acaba? Ah! Hiç sanmıyorum! Saf yalnızlıktan değil de kalabalıktaki bu flu yalnızlıktan nefret ediyorum sanırım! Tanıyabileceğim binlerce insan varken birini bile tanımıyor olmak kötü hissettiriyor belki de. 

Yalnızlığım insansız olmalı. Öylesine insansız ki konuşmayı bile unutmalıyım. Tekbirinsan! Doğaya hükmeden değil, doğanın bir parçası olan tekbirinsan

Daha önce kesinlikle hiç tanımadığım birine; "Merhaba, nasılsın?" falan gibi bir şeyler dediğinde karşındakinin şaşkınlığı beni asıl bitiren! Ki bana da aynı tarzda yaklaşılsa ben de aynı saşkınlığı yaşayacağım; benzer tepkileri göstereceğim -Sen n'ayaksın amınakoyyum?!- Yine neler saçmalıyorum lan!? 

Nefret ediyorum bu yabancı kalabalıktan! Nefret ediyorum tüm bu aceleci insanlardan! Nefret ediyorum bu korku duvarlarından! Nefret ediyorum, nefret nefret nefret ediyorum samimiyetsiz tüm bu diyaloglardan! Her neyse onbinlercesalyangoz gibiyiz, bir arada yaşıyoruz ama her birimiz kabuklarımızın içinde. 

Gayet dağınık bir yazı oldu ama yazmak da bu boktan yalnızlığımın bir ürünü sanki!


Kaptan siktiminmüsaitbiryerinde inecek var!

17 Aralık 2015 Perşembe

mAnifesto

Soru bu:
Ama cevabını bilmiyorum! Umrumda da değil! Ne kazandıracak bu sorunun cevabını bilmek!? Analitik mi düşünebileceğim!? Mühendis mi olacağım!? Bu sorunun cevabını bilenler üstün insan mı olacaklar!?

Bu sorunun cevabını bilenler okulu bitirecekler, mühendis olacaklar belki ama çoğu beş para etmezler! Ha, ben çok mu farklıyım onlardan? Ederim daha mı fazla!? Sayılmaz! Ama en azından "Naber?" sorusuna "Hiç çalışmadım!" diye cevap vermem! Nohut kadar çıkar uğruna kimseye dostmuşum gibi davranmam! İşim görülsün diye boyun bükeceğime, yapmam daha iyi! Gidip de aptal bir ders uğruna kimseye ağlamam, yalvarmam! Bunları yapmadım diye onlardan daha iyi değilim ama onlar gibi de değilim!

Zamanı gelince bu ders de geçilir, bu okul da bitirilir ama kendi bildiğimden şaşmadan! Hiç mezun olamazsam dünyanın sonu mu olur? Hayır! Herkes mühendis olacak değil ya, bulurum karnımı doyuracak bir iş! Onlar'a dönüşüp mühendis olacağıma, kendim olarak kalıp bakarım başımın çaresine!


Bu cevap belki yukarıdaki sorunun cevabı değil ama bir yerlerde sorusu olan bir cevap! Şimdi üzeri çizilecek ve kenarına sıfır iliştirilecek! Sadece doğru zamanda, doğru sınavda, doğru sorunun, doğru cevabı olamadığı için!