30 Kasım 2020 Pazartesi

Namevcudiyet

"Her bir dakikamın elli dokuz saniyesi," diye söylendim sokaklarda, "acıya ya da... acı fikrine vakfedilmiş. Keşke bir taş olabilseydim! "Yürek': Bütün azapların kökeni... Nesneye imreniyorum. maddenin ve donukluğun lütfuna... Küçük bir sineğin gelgiti bana kıyamet bir iş gibi görünüyor. Kendinden çıkmak günah işlemektir. Rüzgâr, havanın çılgınlığı! Müzik, sessizliğin çılgınlığı! Bu dünya hayatın önünde pes ederek hiçliğe karşı kusur işlemiştir. Hareketten ve rüyalarımdan istifa ediyorum. Nâmevcudiyet! Tek zaferim sen olacaksın... Arzu', sözlüklerden ve ruhlardan hepten silinsin! Yarınların baş döndürücü şakası önünde geriliyorum. Ve bazı ümitlerimi hâlâ muhafaza etsem dahi, ümit etme melekemi hepten kaybettim."

Çürümenin Kitabı Emil Michel Cioran

12 Nisan 2020 Pazar

Hep Çok Haklıyım


Seni sefil piç! Seni beceriksiz, beş para etmez orospu çocuğu!

Bugüne kadar neyi becerebildin ki zaten? Korkak!

Yüreksiz sefil piç. Her şeyden kurtulma şansın vardı, tek bir adım ve bitti. Tüm bu bok çuvalı insanlar ve bütün her şey. Geride bırakmak tek bir adıma bakıyordu. Sen ise çirkin, beceriksiz, korkak bir ezik olmayı, öyle kalmayı seçtin. Kendi kendine bile karşılık veremiyorsun. Ağla, rezilliğine ağla korkak, rezil piç kurusu. 

Defalarca döndün. 

Her gün aynı şeyi düşünüyorsun ama tek bir adımı, tek bir tekmeyi, tek bir mermiyi sıkamıyorsun. Lanet olsun sana, lanet olsun senin o osuruktan yaşama azmine. 

Ne var seni bu hayatta tutan? Seni seven kendisi için seviyor, senin için değil. Tıpkı senin gibi, herkes gibi. Üç gün ağlar en çok sevenin. Alışır gider sonra yokluğuna. Sen alışmadın mı? yok artık sevdiklerinden bazıları. Ağlıyor musun her gün yokluklarına?

Çok basitti kurtulmak, her zaman çok kolay aslında. Narin bir yaratıksın sen. Ama sadece gösteriş peşindesin. Aynı diğer boklar gibi. Nefretin sahte, öfken sahte, samimi değilsin, hiçbir zaman olmadın. Iş başa düştüğünde kaçan bir korkaksın, hep böyle oldun, hep kaçtın. Oysa olabilirdin, kendinin katili ve kurtarabilirdin, çekip çıkarabilirdin kendini tüm bu sahtelikten, bu bok çukurundan, bu boktan hayattan sıyrılabilirdin. Ilk kez hayatında bir şeyi gerçekten başarabilirdin. Kahramanı olabilirdin kendinin. 

Ama hayır. Sen sefil, zavallı, adi orospu çocuğu, sen bu hayatın ıstırabını seçtin. 

Zevk alıyorsun ıstırap çekmekten. Bir gün, bir kez ölmektense her gün ölene dek acı çekmeyi seçtin. Sen hiçbir zaman ölemeyeceksin. Bunu bile hiçbir zaman başaramayacaksın. Ne yaşamayı, ne sevmeyi, ne de ölmeyi becerebildin. Sen rezil, zavallı, sefil, iğrenç bir orospu çocuğusun. Tüm bunları suratının ortasına sövüp sayan kendine bile cevap vermekten acizsin. Gözyaşları sadece, onlar da çözüm değil, cevap hiç değil. Çözümü hep bir başkasından bekliyorsun, sahtekar yüreksiz beceriksiz piç kurusu. Şu an akan gözyaşların değil, ılık ve pas kokulu kanın olmalıydı. Halbuki sen ondan bile korkuyorsun, derinin altından akan kanından korkuyorsun. Kendinden korkuyorsun, ölümünden korkuyorsun, yaşamaktan korkuyorsun, tek bir adımdan, son bir tekmeden, tetiği çekmekten, kırmızı kanından, nefes alamamaktan, artık sevememekten korkuyorsun. Senin ben o bir türlü söküp atamadığın yaşama azmini sikeyim ulan!