29 Haziran 2014 Pazar

ÇATAPANGA



Dünya Gezegen'inin, uzaydan sınırları görülemeyen bir çok ülkesinden biri olan Fantastiko Cumhuriyet'inde yaşayan bir kaç sivri zekalı, girişimci ruhlu, yetenekli insan; Cumhuriyet'in başkanı Retriko "Fantastik"'in huzuruna çıkmış, Cumhuriyet'in;  Gezegen'in en zengin, en güçlü ülkesi olmasını sağlayacak mega çılgın uzay projelerinin sunumunu yapıyorlardı.

Proje uzay mekiği ile Mars'a gitmeyi, Mars'ta altın madenleri açmayı, çıkarılan altınları ışınlama yoluyla Fantastiko Cumhuriyet'ine ulaştırmayı amaçlıyordu kısaca. Başkan ve ekibinin ilk başlarda fazlasıyla hayalperestçe bir fikir olarak gördükleri proje, sunumun üçüncü gününde akla yatkın, başarılması mümkün, harika bir proje olarak kabul görmüştü. Başkan on yıl için yüz milyar Ameriko Dinar'ını bütçeden karşılamayı; ışınlanmaların gerçekleşmesi için gerekli olan mega nükleer bombaların üretimini sağlamayı; on yılın sonunda çıkarılmaya başlanacak milyon tonlarca altından projeyi gerçekleştirecek, yürütecek girişimcilere pay vermeyi kabul etmişti.

Henüz iki yıl geçmeden Mars'a ilk insansız araştırma roketi fırlatıldı; yolculuğu altı yıl sürecek, bu süre zarfında daha önce kızılötesi süper teleskoplarla keşfetilmiş muhtemel altın rezervi yönünden zengin bölgeler araştırılacak, veriler Dünya'daki merkez üsse aktarılacaktı. İlk veriler gelene kadar asıl devasa uzay mekiği inşa edilecek, madenlerde çalışacak ilk insanlar yetiştirilecek, ultra süper güçlü mega nükleer bombalar üretilecekti.

Çalışmalar tüm hızıyla sürerken Fantastiko Cumhuriyeti'nin fantastik başkanının kalbi, vücuduna daha fazla kan pompalamayacağını ilan ederek, başkana içeriden suikast düzenledi. Bu durum projenin geleceği açısından bir tehlike içermemekle birlikte yine de projenin yaratıcılarını üzdü. Çünkü bu projeyi geliştirirken ilk ilhamı veren Cumhuriyet'in fantastik başkanı olmuştu. Projeye fantastik başkanın ismi verildi, bütçe yüzde altmış artırılarak tam gaz devam etti. Devasa roket daha da büyütüldü, bombaların sayısı altıdan on ikiye çıkarıldı, boyutları yüzde otuz üç artırıldı; bu sırada gönderilen mekik hesaplanandan altı ay önce Mars'ın yeryüzüne başarıyla inip araştırmalarına başladı. Mars'taki araştırma robotundan gelen ilk veriler muhteşemdi; tahmin edilenden çok daha fazla altın bulunuyordu Kızıl Gezegen'de.

Tüm Dünya'ya Mars'ta yaşamın ilk adımı olarak sunulan M.A.R.S (Mars'taki Altın Rezervlerinin Sömürülmesi) Fantasiko Projesi aradan geçen on iki yılın sonunda nihayet son büyük adımı atmaya hazırdı. Harcanan milyarların karşılığı olarak ultra süper hızlı, giga-devasa maden roketi; içindeki bir kaç yüz insan, on iki ana on iki yedek multi ateşleyicili füzyon mega nükleer bombaları, prefabrik altın madeni ocaklarıyla yola çıkmaya hazırdı. On, dokuz, sekiz, yedi, altı, beş, dört, üç, iki, bir ve ateş! Roket büyük bir gürültüyle, on kilometre etrafındaki tüm toprağı yakıp kavurarak yerden yükselmeye başladı. Roketin atmosferde ilerleyişini Dünya üzerinde yaşayan milyarlarca insan televizyondan, yüz milyonlarcası da kafalarını gökyüzüne kaldırmak suretiyle çıplak gözle takip ettiler. Roket atmosferden başarıyla çıkıp , Dünya'dan bir kaç  yüzbin kilometre uzaklaşmışken taşıdığı uzay mekiğiyle birlikte sessizce patladı. Mekik on binlerce parçasıyla birlikte Dünya yörüngesine dağıldı, mekikteki insanlarla iletişim kesildi, yeryüzündeki insanlar hüzne boğuldular.

Ultra hızlı, giga-devasa uzaymekiği patladıktan iki ay sonra, mekiğin parçalarından birinde kahvaltı yapmakta olan on yedi aktif, bin otuz iki dondurulmuş insan hala canlıydı. Aktif durumdaki on yedi insan, patlamadan sonraki iki aydır harıl harıl çalışıyorlardı, sonunda bu sabah yörüngeye savrulan parçalardan yirmi dört multi ateşleyicili füzyon mega nükleer bomba modüllerinin her biri bir saat meridyenini karşılayacak şekilde yörüngeye dizilmişlerdi. Dünya'daki yaşamın (tanrıdan sonra) asıl sağlayıcısı atmosfer tabakası, en ince yeri olan ekvator çizgisinden yirmi dört multi ateşleyicili füzyon mega nükleer bombayla delik deşik edilecek, böylece insan denilen hastalık kaynağı canlıların enfekte ettiği Dünya -Bok Çukuru- Gezegeni, insanlardan arınmış bir taş parçası olarak Güneş etrafında dönmeye atmosferi olmadan devam edecekti. Çok zorlu fantastik bir görevi başarmanın, daha çok da Dünya'yı yok etmenin verdiği keyifle on yedi HARİKA insan, mavi ateşler çıkararak senkronize olarak patlayan yirmi dört multi ateşleyicili mega nükleer bombanın manzarasını hayranlıkla seyrederek  çaylarını yudumlamaya devam ettiler.



~SON~